Kararmış beyaz elleri tozdan , güneşten
Yıkılmışlığı soğuk rüzgarlardan,yakıcı sıcaktan
Bezgin bir insan durur tarla ortasında.
Alsa da nasibini tarladaki toprak dostluğundan
Söylemez yalnızlığını utanır köylü olduğundan.
Büyük nefreti , terkedilmiş insanlık.
Duyulmaz çığlıkları, sımsıkı kapalı dudaklarından.
Uzaklaşır insanlar,çekilir perde perde sesler
Her akşamla gelen yalnızlık ve kader,
İki damla yaş olur kızarmış yanaklarında.
Yaşardı o bir zamanlar
Tüm insanlar gibi kaygısız
Dostça arzularını sunardı dudaklarında gülümsemeyle
Yaşamı bitti, suskun bir insan kaldı ardında.
Ve o hep dargın, çalıştı el tarlalarında.
Taş kesildi, taş oldu yanan kalbi,
Ağlayamadı o , gözyaşları tükendiğinden
Gördükçe dünyadaki daha kötü olanları
Kendi de şaştı nasıl dayandığına
Hala insandı tamamen tüketilmiş olsa da...
NİSAN BİNDOKUYÜZSEKSEN
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder